Heidegger’ın İnşa ve İskan çalışmasında, iki kavram arasındaki ilişkiyi mekan-yerleşme-mesken tutma terimleriyle irdelediğini görmekteyiz. Düşünürün bu ilişkiyi kurmasının bir nedeni, insanın Dünya’da varoluşunun irdelenmesidir. Bu amaçla, insan ve insanla günlük yaşantıda ilişkiye giren her türlü nesne-obje-özne iletişimini farklı bakış açılarıyla fenomenolojik olarak yorumlamıştır. Ancak Heidegger, bu yorumlamaları yaptığında, uzaya yönelik bilimsel çalışmaların ivme kazandığı bir döneme denk gelmektedir. Söz konusu dönemde, dünya dışı yaşamın varlığı hakkındaki tartışmalarının ötesinde, düşünürler artık diğer gezegenlerde de insan yaşamın temelini atabilmenin bilimsel ve düşünsel altyapısına dahil olmaya başlamışlardır. Bunun sonucu, uzay mimarlığı olarak adlandırılacak bir alan bu altyapının en temel kilit taşını oluşturmuştur. Yapılan bu çalışma, bu dualiteyi temel alarak mekan kavramı üzerine geliştirilen söylemlerin uzay mimarlığı karşısındaki geçerliliğini tartışmaya açmak amacındadır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada uzay mimarlığında mekan kavramının teknik ve kavramsal farklılıkları, Heidegger’in iskan/yerleşme ve inşa tartışması üzerinden retorik bir yaklaşımla değerlendirilmektedir. Ancak, bu değerlendirmenin uzamı, günümüz teknolojinin imkanları dahilindedir. Gelecekte, teknolojinin bize verebileceği imkanların neler olduğu sorgulanmadan yapılan bu çalışama, günümüz uzay mimarlığının sahip olduğu sistemler ile kurgulanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Uzay mimarlığı, mekan, heidegger, inşa ve iskan
|