Kusursuzluk algısı insan duyularında bir şeylerin normal ve doğal olmadığı, bir şeylerin otantik olmadığı hissini uyandırır. Bu sebeple, kusursuzluk genellikle şüphe duygusu oluşturur. Sprezzatura, sûnî güzellik algısını bozan dengeleyici bir güç veya etki olarak düşünülebilir. Hedonizmin, varoluş krizi ve depresyona dönüşebildiği yaygın bir görüştür. 16. yy’da Rikyū’nun yapılandırdığı çay ritüeli yaşamı ve varoluşu algılamaya ve tefekküre yönelik bir felsefe üzerine kurulmuştur. Zen felsefesi üzerine yapılandırılmış bu ritüel bütünündeki dinginlik, Wabi Sabi ruhunda felsefi bir idrak, bir tefekkürdür. Doğayla ve varoluşla bütün sadeliğiyle bütünleşmeyi kapsayan Wabi Sabi, her türlü yapmacıklıktan ve zorlamadan uzak bir uyum gerektirir, bu yönüyle de sprezzatura ile benzerlikler gösterir. Basitlik, sadelik, mütevazılık, kusurluluk, otantiklik, asimetri gibi Wabi Sabi değerlerinin genel olarak varoluşsal gerçekliğin ifadeleri olduğunu ve sprezzatura ile benzerlik gösterdiğini söyleyebiliriz. Bu araştırma; Japon Wabi Sabi estetik anlayışı ile bir Rönesans sanatsal kavramı olan sprezzatura’yı üslup özellikleri, kökenleri ve felsefeleri bağlamında incelemektedir. Olgubilim modelinde yapılandırılan araştırmada, analiz yöntemi olarak kavramsal söylem analizi ve tarihsel içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmada, ilişkili kavramlar olarak, Stoik felsefe, Janteloven ve minimalizm bağlantılı olarak incelenmiştir. Araştırma, Uzakdoğu felsefesinde önemli bir estetik anlayış olan Wabi Sabi’nin tamamıyla Batı estetik normlarından kopuk olmadığını, özellikle sprezzatura temelinde estetik ve felsefî bağlantılar içerdiğini ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Minimalizm, janteloven, budizm, zen, stoik
|